Ağız Kuruluğu Nedenleri Nelerdir?

Ağız Kuruluğu Nedenleri. Ağız kuruluğu (xerostomia), tükürük bezlerinin yetersiz çalışması nedeniyle oluşur. Tükürük miktarındaki azalma diş yüzeyinde aşırı oranda besin ve bakteri plağının birikmesine yol açar. Bu da diş çürükleri, dişeti iltihaplanmaları ve beslenme bozukluklarına sebep olur.

Tükürük Ne İşe Yarar?

• Tükürük, ağzı nemlendirir ve bakterilerin yol açabileceği enfeksiyonlardan, havadaki kimyasal maddelerle aşırı sıcak ya da soğuk yiyecek ve içeceklerin sebep olabileceği fiziksel ve kimyasal zararlardan korur.

• Besin olarak alınan tüm nişastalı maddelerin sindirimi öncelikle ağızda başlar. Bu da, tükürük içindeki pityalin denilen enzim sayesinde olur. Sağlıklı her insanda 24 saat içerisinde yaklaşık 1000 mililitre kadar tükürük salgılanır ve ihtiyaç halinde bu oran 1500 mililitreye kadar çıkabilir. Ağız kuruluğu olan kişiler genellikle tükürük salgıları % 50 oranında azalana dek kendilerinde ağız kuruluğu olduğunu fark etmezler.

• Tükürük sindirim için gerekli enzimlerin dışında ağız içi dokuların sağlığını sürdürebilmeleri için yüksek oranda oksijen içerir. Tükürük bezinin normalden daha az kapasiteyle çalışması ağız içerisinde daha az oksijen olması anlamına gelir ve bu da diş çürümelerine, diş eti hastalıklarına ve ağız kokusuna yol açan birçok aneorop bakterinin kolayca üremesine neden olur.

• Tükürüğün bir diğer görevi de, bakterilerin sebep olduğu asidik ortamı nötralize ederek ağız pH’sının stabilizasyonu sağlamak ve bu şekilde diş çürüklerini önlemektir.

• Tükürük bezinin normalden daha az kapasiteyle çalışması, tükürük yapısında bulunan kalsiyum ve fosfat gibi bazı minerallerin de azalmasına neden olarak, diş çürüklerinin artmasına yol açar. Ayrıca ağız kuruluğu, çiğneme ve yutma güçlüğüne sebep olduğu için beslenme bozuklukları da görülür.

• Ağız kuruluğunda tükürük yapışkan ve yoğun bir kıvam alır. Dilde yanma, konuşma ve kuru yiyecekleri tüketme zorluğu, sık sık susama, dudak kenarı ve dudaklarda çatlakların oluşması, tat duyusunun azalması ve kötü  ağız kokusu gibi sorunlara neden olur.

Ağız Kuruluğu Neden Olur?

• Ağız içi bakteri,virüs ve mantar enfeksiyonları, sjögren sendromu denilen bağışıklık hastalığı, diyabet, inme, depresyon ya da duygu- durum bozukluğu, romatizmam hastalıklar, parkinson gibi nörolojik bozukluklar, AIDS, kanser, lenfoma, baş boyun bölgesi radyoterapisi, kemoterapi ve çok sayıda ilaç ağız kuruluğuna neden olur.

Sjögren Sendromu, bağışıklık sisteminin fonksiyonu bozulması ve sistemin, vücudun kendi gözyaşı ve tükürük bezlerine saldırmasıyla oluşan bir hastalıktır. Bağışıklık sitemindeki sorun nedeniyle lenfosit denilen beyaz kan hücreleri aşırı miktarda yapılır ve bu hücreler gözyaşı ve tükrük bezlerine giderek bu dokularda harabiyete sebep olur.

• Radyoterapi tükürük bezlerinde kalıcı hasara neden olur. Nazofarenks kanserli hastalar üzerinde yapılan bir çalışmada bu hastaların %80’ninde radyoterapi sonrası ağız kuruluğu tespit edilmiştir. Kanser tedavisinde kullanılan ilaçlar tükrüğü kalınlaştırabilir ya da ağızda kuruluk hissine yol açabilir.

• Kistik fibrozis, Epstein-Barr virüsü, human lymphotropic virus 1 ve hepatit virüslerinden kaynaklanan  enfeksiyon hastalıkları da ağız kuruluğuna sebep olabilir.

• Tükürük salgı miktarını ve ağız kuruluğunu etkileyen durumlara kadınlar, erkeklerden daha fazla duyarlıdır. Sjögren sendromu, hipotiroid, depresyon, yeme bozuklukları, rheumatoid artrit, scleroderma gibi hastalıklar kadınlarda daha fazla görülmektedir.

• Alkol ve sigara kullanımı ve ağızdan soluma da ağız kuruluğuna yol açabilir.

• Sodyum lauryl sulfat içeren diş macunları, şekerli sakızlar, alkol içeren ağız gargaraları ağız kuruluğunda görülen yakınmaları artırır.

Ağız Kuruluğu Yapan İlaçlar

Yüzlerce ilaç ağız kuruluğuna neden olabilir. Ağız kuruluğuna yol açan ilaçların etki mekanizması sempatomimetik veya antikolinerjik etkidir. Antidepresanlar, benzodiyazepinler, antipsikotikler, antihistaminikler, ağrı kesiciler, sedatifler, diüretikler, kalp ilaçları, antihipertansifler, deconjestanlar ağız kuruluğuna sebep olabilir.

---------

Yukarıda yeralan metin haber ve bilgi amaçlı hazırlanmış olup, hekimin uygulayacağı teşhis ve tedavisinin yerine geçmez. Herhangi bir tedavi sürecine başlamadan önce mutlaka sağlık uzmanının görüş ve onayı alınmalıdır.

Share on:

Yorum yapın

css.php