Anne Sütünü Artıran Besinler Nelerdir?

Emzirmenin ilk günlerinde anne sütü daha kıvamlı, yağ bakmından daha az, mineraller ve bebeği enfeksiyondan koruyan hücre ve antikorlar açısından daha zengin bir içeriğe sahiptir. Anne sütünün içeriği, bebeğin sürekli değişen ihtiyaçlarını karşılamak için devamlı olarak değişir ve yenilenir. Sözgelimi anne sütünün sabah saatlerindeki bileşimi akşam saatlerindeki bileşiminden farklıdır. UNİCEF ve Dünya Sağlık Örgütü; anne sütüyle beslenmenin 2 yıl olması gerektiğini belirtmektedirler.

Bebeğin İlk Aşısı Kolostrum!

Kolostrum, doğumdan sonra ilk 5 günde salgılanan sarı renkli alkali süte verilen addır ve özellikle IgA yönünden zengindir. Kolostrum, aşı niteliği taşır ve benzeri üretilemez. Kolostrum olgun sütten daha yüksek oranda protein ve barsağın olgunlaşmasını sağlayan büyüme faktörleri içerir. Doğumdan hemen sonra verilen süt bebeğin gastrointestinal sistemini hastalık yapan mikroorganizmalara karşı korur. Kolostrum 5. günden sonra geçiş sütü olarak ifade edilir ve üçüncü haftadan itibaren de olgun süt özelliğini kazanır.

İlk sütün bebeğin bağırsak florasının oluşumu üzerinde önemli etkisi vardır. İlk süt yalnızca bebek için değil anne içinde yararlıdır. Emzirme esnasında salgılanan hormonlar rahim duvarının kasılmasını tetikler. Bu da plasentanın ayrılmasını  kolaylaştırır ve rahim kanaması riskini azaltır. Emziren kadın, annelik duygusunu daha yoğun şekilde yaşar ve lohusalık depresyonunu daha kolay atlatır. Emzirmek ayrıca annenin meme kanserine yakalanma olasılığını azaltırve osteoporoza karşı koruma sağlar.

Bebek mümkünse doğduktan sonra ilk yarım saatte içerisinde emzirilmelidir. Daha sonra ise bebek her istediğinde emzirilmelidir. İlk bir ayda bebeğin 4 saatten daha uzun süre aç kalmamasına dikkat edilmelidir.

Emziren Annenin ne kadar rahat bir yapısı varsa sütü de o denli fazla olur. Annenin gerektiği gibi dinlenmesi ve düzenli uyuması da süt verimini artırır. Kaygı, stres ve takıntı proplemleri olan annelerin süt verimi daha düşüktür. Emzirmeye geç başlanması, bebeğin memeye yanlış yerleştirilmesi, bebeğin meme başını doğru kavrayamaması, geceleyin emzirmemek, beş saatten daha uzun süre emzirmemek, formül mama ve ek gıdaya erken başlanması, bebeğe biberon veya yalancı emzik verilmesi anne sütünün verimini azaltır.

Doğumdan hemen sonraki sütün rengi sarımsı veya altın sarısıyken, süt oranı az fakat antikorlar yönünden zengindir. 2 ila 5. günler arasında ise sütün rengi mavimsi beyazdır. Anne sütünün içeriği sürekli değişir. Emmenin başlangıcında yağ oranı düşüktür. Emmenin sonuna doğru ise yağı giderek fazlalaşır ve bu şekilde bebeğin doyumu sağlanır.

Anneler, bebeklerine ilk 3 ayda günlük 350-600 ml, 3 ila 9 ay arasında ise yaklaşık 600-1200 ml süt verirler. Emziren anne günde 500 kalori enerji kaybeder.

Bileşimi

Anne sütü bebeğin bağışıklığını artıran ve sürdürülebilir olmasını sağlayan lenfositleri, birçok antikor ve enzimleri, prebiyotik denilen bebeğin bağırsağında bulunan yararlı bakterileri besleyen maddeleri içerir.

Anne sütünde  IgG, IgA, 1gM, IgD, IgE denilen antikorlar vardır. En çok bulunanı ise IgA salgısıdır. Anne sütünün içeriğinde antikorlar ve bağışıklık hücreleri yanında mucin denilen, yapısında protein ve karbonhidrat taşıyan moleküller de mevcuttur. Hastalığa direnç faktörü olan bifidus faktör sayesinde ise bebeğin bağırsağında yararlı bir bakteri olan Lactobacillus bifidus çoğalır ve zararlı bakterileri uzaklaştırmada etkili olur. Anne sütünde yer alan serbest yağ asitleri virüslerin kılıflarına zarar verirler. İnterferon adlı bağışıklık silahı özellikle kolostrum’da yüksek oranda yer alır. Akyuvarların bir çeşidi olan lenfositler kolostrum’da bol miktarda bulunurlar.

Araştırmalarda,bağırsaklarda sıkça görülen ve patojenik bir parazit olan Giardia lambliaların, anneden alınan % 3’lük bir süt solusyonuna konulduğunda 25 dakika içerinde % 50 sinin öldüğü saptanmıştır. Daha uzun süre kaldığında ya da solüsyondaki süt oranı artırıldığında bu protozoonların tamamı ölmüşlerdir.

Emzirmenin Bebek İçin Önemi

• Anne sütü tek başına, ilk 4-6 aylık dönemde D vitamini dışında, bebeğin tüm besin ihtiyaçlarını karşılar.

• İlk 6 aylık dönemde yalnızca anne sütüyle beslenen bebeklerin ileriki yaşlarda diyabet ve kalp hastalıklarına yakalanma riski azalır. Son dönemde yapılan araştırmalar kanser, romatizma ve bazı otoimmun hastalıkların oluşma riskini de azaltabileceğini göstermektedir.

Bristol Üniversitesi bilim adamlarınca yapılan ve sonuçları Circulation adlı dergide yayınlanan araştırmaya göre anne sütüyle beslenen bebeklerin kalp rahatsızlıklarına yakalanma olasılığı daha düşük olmaktadır.

• Kalsiyum, fosfat ve flor gibi maddeleri uygun oranda içeren ve çürüğe yol açan mikropların üremesini engelleyen anne sütü dişlerin çürümesini de önler.

• Annenin yaşamı boyunca geçirmiş olduğu hastalıklar nedeniyle, kendi bağışıklık sisteminde ürettiği antikorları plasenta yoluyla bebeğine verir.  Bu antikorların doğumdan sonra emzirme yoluyla da bebeğe aktarılması devam eder.

• Anne sütünde yer alan uzun zincirli yağ asitleri, görme ve nörolojik gelişim için büyük önem taşırlar. Prematüre doğan bebeklerin göz gelişimini tamamlayamaması ve tedavi edilmeyen prematüre bebeklerin göz hastalığı, körlüğe bile sebep olabilirken, anne sütüyle beslenen prematüre bebeklerde ise bu riski çok daha az olmaktadır. Beyin ve göz gelişmesinde önemli bir aminoasit olan taurine, anne sütünde yüksek oranda  bulunur.

• Anne sütünün içeriğinde yer alan Lactoferrin bazı zararlı bakterilerin demirini hasara uğratarak onların çoğalmasını engeller.

• Anne sütünde yeralan uzun zincirli çoklu doymamış yağ asitlerinden Omega 3 bebeğin matematiksel düşünme yeteneğini ve görme yeteneğini artırır. Anne sütünün zeka üzerinde etkili olduğu yapılan araştırmalarla ortaya konulmuştur. Anne sütünün zeka üzerindeki olumlu etkisinin docosahexaenoic acid, omega-3 yağ asidi, arachidonic acid, kolesterol ve taurine adlı aminoasidin anne sütünde yeterli oranda bulunmasından kaynaklandığı düşünülüyor.

• Anne sütüyle beslenen bebeklerin FADS2 adlı bir genin özel değişkesi sayesinde zeka düzeylerinin gelişim seviyesinde artış olduğu tespit edilmiştir. Üç bin bebek üzerinde yapılan araştırmada  FADS2 geninin özel değişkesine sahip çocukların IQ düzeyinin diğer çocuklardan 6,8 puan yüksek olduğu görülmüştür. Uzmanlar, genetik faktörler ve diğer çevresel faktörler yönünden sağlıklı bir ortamda büyütülmesi halinde, anne sütünün zekâ gelişmesine olumlu etkisinin daha iyi gözlenebileceğini ifade ediyorlar.

• Araştırmalar, kolostrumun üst solunum yolu ve barsak hastalıklarına yakalanma oranını 7 kat azalttığını göstermektedir.

• Anne sütü ayrıca multipskleroz, ateroskleroz, ani bebek ölümü sendromu, lenfomalar, otitis media, allerjik hastalıklar, bakteriyel menenjit gibi hastalıkların gelişme riskini de azaltır.

Emzirmenin Anneye Faydaları

• Bebeğin sık Sık emzirilmesi bol süt gelmesini sağladığı gibi, göğüslerin şişmesini ve acımasını da engeller.

• Bebeğin ilk dakikalarda anne göğsünü emmesi; oksitosin hormonu salgılanmasını sağlar. Bu da doğum sonrası kanamalarını büyük oranda azalmasına  ve rahmin hızla toparlanmasını gerçekleştirir.

• Bebeğin yalnızca anne sütüyle beslenmesi en az altı ay boyunca % 90 oranında gebelikten korunma sağlar. Doğum kontrol hapları, süt yapımını azalttığı ve B6 vitamininin eksikliğine yol açtığı için kullanılmaması gerekir.

• Araştırmalar, emziren annelerde doğum sonrası görülen kanamaların daha kısa zamanda kesilip, rahmin eski halini almasını daha kolay sağladığını göstermektedir.

Hazır Mamalar ve İnek Sütü Neden Anne Sütünün Yerini Tutamaz?

• Anne sütündeki protein ve yağ, inek sütündeki protein ve yağa göre daha kolay sindirilir. Anne sütünün protein ve tuz içeriği inek sütüne nazaran daha az olduğu için, yenidoğanın gelişmekte olan böbreğine daha az yük bindirir.

• Büyüme, hücre bölünmesi için gerekli olan sistin adlı aminoasid, inek sütüne göre anne sütünde daha fazla bulunur.

• Anne sütü enfeksiyonlara karşı koruyucu özelliktedir. Anne sütüyle beslenen bebeklerde gastrointestinal enfeksiyonlar, menenjit, pnömoni, bakteriemi hastalıklarının görülme olasılığı daha düşüktür. Anne sütüyle beslenen çocuklarda alerji ve kronik hastalıklara daha az rastlanır. Anne sütü retinanın gelişmesinde etkilidir. İnek sütüyle beslenen çocuklarda, anne sütüyle beslenenlere göre diş çürükleri daha fazla görülür.

• Anne sütüyle beslenen bebeklerde kabızlık ya da ishal gibi sorunlara pek rastlanmaz. Hazır mamalarla beslenen bebeklerin dışkıları daha sert olur ve kabızlık sorunu daha fazla görülür. Uzmanlar ilk 6 ayda bebeklerin tamamen anne sütüyle beslenmesinin, 5 yaş altı ölümlerin azaltılmasında en etkili yöntem olduğunu belirtiyorlar.

• Büyümeyi tetikleyen linoleik asit anne sütünde, inek sütüne göre 8 kat daha fazla bulunur.

• Bağırsaktaki demir, laktoferrine bağlanarak emilir. Anne sütünde laktoferrin yüksek oranda bulunur ve bu sebeple anne sütüyle beslenenlerde demir eksikliği anemisi görülmez. İnek sütünde ise laktoferrin çok düşük oranda olduğu için inek sütüyle beslenen çocuklarda demir eksikliği anemisi ve  bağırsaktan gizli kanama olabilir.

• Mamayla beslenen bebeklerin astım, bronşit, egzama, bağırsak, ortakulak, obezite, üriner sistem ve üst solunum yolu enfeksiyonlarına yakalanma olasılığı anne sütüyle beslenenlere nazaran daha fazladır.

Illinois Üniversitesi bilimadamları tarafından yapılan bir çalışmada anne sütüyle ve hazır mamalarla beslenen bebeklerin dışkılarından toplanan bağırsak hücrelerindeki haberci mRNA‘lar incelenmiş ve karşılaştırılmıştır. Araştırma, anne sütü ve hazır mamayla beslenen bebeklerin bağırsaklarında, birbirinden farklı gen gruplarının faaliyete geçirildiğini göstermiştir. Bebeklere verilen besinler farklı olunca, bağırsaklardaki genlerin okunmasının da farklı biçimde olduğu görülmüştür. Araştırmacıların belirttiğine göre bağışıklık sistemini koruyucu genler, anne sütüyle beslenen bebeklerde okunurken, mamayla beslenen bebeklerde bu gendeki bilgi ifade edilemiyor ve okunamıyordu.

Sütüm Yeterli mi?

Anne sütü, emzirdikçe artar. Bebek ne kadar sık ve çok emerse,  süt o denli çoğalır. Bunun nedeni emzirmeyle beyindeki hormon salgılayan merkezin sürekli şekilde uyarılması ve süt oluşumunu sağlayan prolaktinin salgılanmasıdır.

Emzirmeyle ilgili görülen sorunlar genellikle geçicidir. Bebekteki orta kulak iltihabı, burun tıkanıklığı, ağzındaki pamukçuk ya da diş çıkarma nedeniyle dolayı acıması memeyi istememesine yol açabilir. Anne sütünün az olmasının sebebi genellikle annenin uylusuzluk, yorgunluk ve stres altında olması, bebeğini geceleri emzirmemesi, bebeğini uygun teknikle emzirmemesi gibi faktörlerle ilişkilidir.

Sütün bebeğe yeterli gelmediğinin en önemli göstergesi bebeğin yeteri kadar kilo alamamasıdır. Bebekte alt sınır olarak ayda 500 gr ve üzerinde kilo artışı gerçekleşiyorsa, sütün yettiği kabul edilir.

Anne sütü emmesine rağmen bebeğin kilosu yeterli değilse, kilo alımıyla ilgili proplemler sözkonusu ise mutlaka doktora gidilmelidir. İdrar yolu enfeksiyonu, orta kulak iltihabı veya tespit edilemeyen başka bir enfeksiyon sözkonusu olabilir. Bebek bu durumda enerjiyi hastalığı için harcadığından emdiği sütü büyüme olarak kullanmayabilir.

Anne Sütü Nasıl Saklanır?

Anne sütü steril bir kaba sağılarak buzdolabında 24 saat muhafaza edilebilir. Oda sıcaklığında ise, 6-8 saat durabilir.

Araştırmacılar, gün içinde sağılan sütün geceleyin değil gündüz verilmesini öneriyorlar. İspanya’daki Extremadura Üniversitesi bilim adamları tarafından yapılan ve sonuçları Nutritional Neuroscience adlı dergide yayınlanan araştırmaya göre; anne sütü, gece saatlerinde uyumayı sağlayan maddeler, gündüz saatlerinde ise uyarıcı maddeler içermektedir. AMP, GMP ve UMP olarak bilinen uyku getirici varyantların en yüksek olduğu zaman dilimi akşam saat sekizden, sabah sekize kadar sürerken, uyarıcı etkisi olan CMP ve IMP nükleotitleri ise gün içinde artış göstermektedir.

Anne Sütünü Artıran Besinler Hangileridir?

• Emziren anneler uygun bir beslenmeyle sütlerinin bileşimini zenginleştirebilir. Uzmanlar emziren annelerin taze meyve ve sebze, balık, zeytinyağı, süt ve süt ürünlerini diyetlerinde bulundurmalarını öneriyor.

• Annenin tükettiği besinlerin yeterli, dengeli ve çeşitli olması, gebelik döneminde kazanılan yedek besin deposunun miktarı ve annenin psiklojik durumu anne sütünün miktarını ve kalitesini etkileyen en önemli faktörlerdir. Süt miktarının değişmemesi için annenin sıvı alımını arttırması gerekir. Günlük alınan sıvı miktarının ortalama 3 litre olmasına dikkat edilmelidir.

• Süt ve süt ürünleri, yeşil yapraklı sebzeler gibi kalsiyumdan zengin besinler, magnezyum, demir ve çinkoyu içeren et, balık, kurubaklagiller, yeşil yapraklı sebzeler, tam buğday gibi gıdaların diyette yer almasına dikkat edilmelidir. Hamilelik ve emzirme döneminde günde 400-500 mcg folat gereksinimi sözkonusudur. Omega 3 bakımından zengin beslenme veya omega 3 takviyesi, anne sütünü zenginleştirir. Omega-3 yağ asitleri için haftada 2-3 kez balık tüketimi önemlidir. Omega-3, somon ve uskumru gibi yağlı balıklar dışında, badem, ceviz, nohut, keten tohumu ve yeşil yapraklı sebzelerde de bulunur.

• Omega 3 yağ asitleri vücut tarafından bütün hücrelerin temel yapı taşı olarak kullanılan temel bir yağ asididir. Bu grupta yer alan yağ asitleri DHA, EPA ve ALA’dır. Uzmanlara göre hamile veya emziren kadınların günde 500-600 mg DHA almaları gerekmektedir. Dünya Sağlık Örgütünün 1995 yılında yayınladığı raporunda bebeklere vücut ağırlıklarının herbir kilosu için 40 mg DHA sağlanması gerektiği belirtilmiştir. Vücut tarafından sentezlenemediği için DHA ve EPA’nın mutlaka dışardan alınması gerekir. DHA, doğumdan üç ay önce ve doğumdan sonraki 18 aylık dönem içerisinde retina ve beyin gelişimi için büyük önem taşır. Anne sütündeki DHA oranı farklılık gösterebilir. DHA yönünden zengin beslenen hamile ve emziren annelerin, diğer hamile ve emziklilere göre sütleri daha fazla oranda DHA içerir. Gerektiği kadar balık tüketimi dışında hekim önerisiyle omega 3 takviyeleri de kullanılabilir. Ancak civa, kurşun ve diğer ağır metallerle kirletilmemiş balıktan elde edilen farmasötik kalitede omega 3 takviyelerinin tercih edilmesi gerekir.

• Nane, adaçayı, maydanoz, nişasta unu, mısır gibi besinler ise anne sütünün azalmasına neden olabilir. Çay ve kahve de süt verimini azaltır.

---------

Yukarıda yeralan metin haber ve bilgi amaçlı hazırlanmış olup, hekimin uygulayacağı teşhis ve tedavisinin yerine geçmez. Herhangi bir tedavi sürecine başlamadan önce mutlaka sağlık uzmanının görüş ve onayı alınmalıdır.

Share on:

Yorum yapın

css.php