Ketojenik Diyet Nedir?

Ketojenik Diyet Nedir? Ketojenik diyet, bazen nöbet karşıtı ilaçlarına yanıt vermeyen hastalara, epilepsi için önerilen yağ oranı yüksek bir diyettir. 1920’li yıllarda, Mayo Clinic’ten Dr. Russell Wilder, çocuklarda nöbetlerin sıklığı ve yoğunluğunu azaltmaya meyilli bir diyet oluşturmuştur. Ketojenik diyet olarak bilinen bu diyet, günlük kalori alımının %70’inin yağlardan sağlandığı yüksek yağ oranlı bir diyettir.

Ketojenik diyet nöbetlere karşı etkin olan ilaçların keşfine kadar kullanılmıştır. Bir çok kişi için, günlük diyetlerde büyük değişiklik yapmaktansa ilaç ya da tablet kullanmak çok daha kolaydır. Ancak, ketojenik diyet, John Hopkins Medical ve birkaç başka uzmanlaşmış tıp merkezinde, kontrol edilmesi zor epilepsili çocuklar için sunulmaya devam etmektedir. Aileler ve hekimler 1990’lı yıllarda tekrar bu diyetin farkına varmışlardır. Film yapımcısı Jim Abrahams, epilepsi nöbetlerinin bu diyet tarafından başarıyla kontrol altına alındığını iki yaşındaki oğlu ile ilgili deneyimlerine dayanarak bir TV filmi yapmıştır.

Ketojenik diyet, karbonhidrat alınımını, belirli bir minimum düzeyde tutar. Protein alımı ise, koruma ve tamire yeterli olacak şekilde dikkatlice ölçülmektedir. Diyetin geri kalanını yağ oluşturmaktadır. Bir çok vücut hücrelerinin aksine, beyin hücreleri sadece iki çeşit yakıt kullanabilir: glukoz ya da keton cisimleri. Keton cisimleri, yağ metabolizmasındaki kalıntılardır. Glukoz kısıtlı olduğunda, beyin hücreleri, enerji kaynağı olarak, keton cisimlerini kullanma zorunda kalırlar. Keton cismi metabolizması, hücrenin yakıt brülörleri olan mitokondrinin proliferasyonunu geliştirerek  beyindeki nöronları stabilize eder. Mitokondrideki çoğalma, nöronların yapısı üzerinde dengeleyici bir etkiye sahiptir, yüksek heyecana engel olur.

Ketojenik Diyet Nasıl Yapılır?

Ketojenik diyetine başlamak isteyen kişi, normalde, bu sürece bir hastanede ve doktor gözetiminde başlar. Başlamadan önce, kişi bir gün boyunca su dışında hiçbir yiyecek ve içecek tüketmez. Epilepsy Foundation’dan yapılan açıklamaya göre, bu, ketosiz devresini başlatır, vücut, sadece 24 saate yetecek kadar karbonhidrat depolayabileceğinden daha sonra yakıt için yağı kullanmaya başlayacaktır. Besinler daha sonra, bir diyetisyenin kontrolünde yeniden uygun miktar ve oranlarda belirlenir. Hasta evine döner ve, keton üretimini kontrol edebilmek için, besin alımını izler ve belirli aralıklarla idrar testi yapar. Ketojenik diyet, her çocuk üzerinde aynı ölçüde etkili olmasa da, belirli tipteki epilepsi hastalığı, diğerlerinden daha iyi yanıt verebilir. Miyoklonik dengesiz epilepsi, miyokloni ve genelleşmiş nöbetler en iyi yanıtı verme eğilimindedirler. Bu diyet, bir çok farklı nöbet türü ve epilepsi sendromları üzerinde başarıyla çalışıyorsa da, genellikle iki farklı tür ilacın denenip de yanıt alınamadığı zamanlarda uygun görülür.

Ketojenik Diyet Çeşitleri

İki farklı türde diyet vardır – Klasik diyet ve Orta Zincir Trigliserid Diyeti. Tiplere göre, besinler biraz farklılık gösterir ama deneylere göre her iki diyet de eşit derecede etkilidir.

Klasik Diyet: Bu diyette, yağ daha çok, krema, tereyağı, yağ ve diğer doğal yağlı ürünlerden gelir. Çok az bir karbonhidrat ve minimumda protein vardır.

Orta Zincir Trigliserid Diyeti: Bu diyet daha fazla karbonhidrat ve protein içerdiğinden daha fazla çeşit sunar. Doğal olarak besinlerde bulunan yağın yanında, MCT yağı takviyeleri ya da emilsuyon içerir. Yemek ya da süt ile karıştırılabilir ve sadece reçete ile ulaşılabilmektedir.

Yetişkin ve çocuklarda, kontrolü zor olan epilepsi için iki farklı diyet etkileri üzerindeki çalışmalar, halen devam etmektedir. Modifiye Atkins Diyeti diye bilinen, değişik bir Atkins Diyeti ve Düşük glisemik indeks tedavisi olarak bilinen, Düşük Glisemik İndeks Diyeti. Şimdiye dek, bu iki diyet de nöbet kontrolü üzerinde başarılı olmuştur.

Araştırmalar

Bir çok çalışma, ilaçların başarı gösteremediği değişik türdeki nöbetler üzerinde ketojenik diyetin nöbetleri azalttığını ya da kestiğini göstermiştir. Bu diyeti izleyen çocukların yarısından fazlasında nöbet sayısında, en azından %50 azalma görülmüştür. Bazı çocuklarda, %10-15 oranında nöbetlerin kesildiğine tanık olunmuştur.

2001’de yapılan bir Hopkins çalışmasında, bir yıldan beri diyeti uygulayan 83 çocuktan 75’inde, nöbetlerin kesilmesi ya da azalma bulgulanmıştır. Bir çokları, diyeti bıraktıktan yıllar sonra bile, sağlıklı olmayı sürdürmüşlerdir.

Great Ormond Street Hospital’da 2008 yılında yapılan klinik bir deney, diyetin; AED’lere karşılık vermeyen nöbetler geçiren bazı çocuklarda nöbet sayılarını azalttığını göstermiştir. Üç ay sonra, diyete başlayan çocukların %40’ının nöbet sayıları yarıya inmiş ve aldıkları ilaç miktarları azaltılmıştı. Tüm çocukların nöbetleri kontrol altına alınamasa da, yükselmiş dikkat, farkındalık ve hızlı yanıt verebilme gibi yararlı yan etkiler ortaya çıkmıştır.

“Journal Lancet”de 2009 yılında yayınlanan bir çalışma, 54 çocuğu kapsayan bir grupta %40 (28 çocuk) diyet ile birlikte nöbet sayılarında %50’lik bir azalma deneyimlemişlerdir. 54 çocuktan 5 tanesi, diyete başladıktan sonra nöbet sayılarında %90’lık bir azalma kaydetmiştir. Bu çocukların tümü ilaca yanıt vermeyen epilepsi hastasıydı, hastalıkları iki farklı ilaçla da iyileşmemekteydi.

Alzheimer

Araştırmacılar, Alzheimer hastası oldukları düşünülen 152 yaşlı hastaya, ketojenik diyetinin etkilerini taklit ederek keton üretimine neden olan ilaçlar verdiler. Ekim 2009 tarihinde “Nutrition and Metabolism” dergisinde yayınlanan sonuçlara göre, bu hastalar bilişsel fonksiyonlarla ilgili testlerde büyük ölçüde gelişmeler kaydetmiştir. Bu sonuçlar, özellikle, Alzheimer olmaya meyilli APO E4 geni taşıyan hastalar için özellikle önem taşımaktaydı.

ALS

Mount Sinai School of Medicine’da yönetilen bir çalışma, ketojenik diyetin, Amyotroik Lateral Skleroz (ALS) ilerlemesini engelleyebileceğini önermektedir. Mount Sinai School of Medicine’daki araştırmacılar, ALS gelişiminde ketojenik diyet etkilerini incelemek üzere bir fare modeli kullanmışlardır. Bu deney,  bir diyetin – özellikle yüksek kalorili ketojenik diyetin fare modelleri üzerinde, ALS’nin klinik ve biyolojik belirtilerinin ilerlemesini yavaşlatabileceğini gösteren ilk çalışmadır. Belki de bu sonuç; keton cisimlerinin ATP sentezini geliştirmesi ve mitokondriyal solunum zincirindeki complex 1inhibisyonunu pas geçme yeteneği yüzünden gerçekleşmiştir.

Anti-Tümör

1924 yılında, Nobel ödüllü Alman Otto Warburg, hızlı büyüyen tümörlerde gördüğü ortak özelliği yayınladı: mitokondrilerinde şekeri metabolize ederek enerji üreten sağlıklı hücrelerin aksine, kanser hücreleri, kendilerini sadece glukoz yoluyla besliyorlar ve sitoplazmada, şeker fermantasyon yoluyla enerji yaratmak; daha az verimli anlamına geliyor. ‘Warburg Etkisi’ olarak bilinen teoriye göre; eğer daha agresif kanserler, büyümek ve bölünmek için şeker fermantasyonuna güveniyor ise, şekeri atın, böylece yayılmayı önleyin. Ama bu arada, normal vücut ve beyin hücreleri; şeker eksikliği ile baş edebilmeli; onlar enerji almayı keton cisimleri denen yağ moleküllerinden alabilirler – yağa dayalı diyete bağlı, vücudun temel enerji kaynağı – hızlı büyüyen ve işgalci kanser türlerinde olmadığı düşünülen yetenek…

Ketojenik diyet ile ilgili ilk deney, şimdilerde National Cancer Institute olan, Case Western Reserve onkoloğu Linda Nebeling tarafından, iki beyin kanserli çocuk üzerinde yapılmıştır. Her iki çocuk da, diyete karşılık vermiştir. Nebeling, araştırmadan 10 yıl sonra, 2005 yılında, çocukların aileleri ile son ilişkiye geçtiğinde, deneklerin bir tanesi hala hayattaydı ve diyeti uygulamaktaydı. Nebeling’e göre, çalışması bilimsel sonuçlar elde edebilmek için yetersiz görünse de; Boston College’den Thomas Seyfried gibi uzmanlara göre, deneyin sonuçları başarılıdır.

Boston College, Chestnut Hill, Massachusetts’deki Dr. Seyfried ve ekibi, kötü huylu astrositom plante edilmiş farelerde ve insan habis glioma ile; çocuklarda dirençli epilepsiyi yönetmek için formüle edilmiş ketojenik diyet olan KetoCal’ın etkinliğini değerlendirdiler. Araştırmacıların raporlarına göre, sınırlı miktarda KetoCal dozları verilen farelerde, sınırsız miktarda KetoCal diyeti yapılan farelere oranla, iki tümörün de büyümesi %65’ten %35’e düşmüştü. Sonuçların işaret ettiğine göre; sınırlı KetoCal diyeti uygulanan fareler arasında kurtulma oranı nispeten çok daha  fazlaydı. Dr Syfried çalışmayı; “Beyin kanseri yönetimi için, önce kalori bakımından sınırlandırılmış ketojenik diyet ile ilgili çalışmalar bir an önce başlamalıdır.” şeklinde bitirmiştir.

Barrow Neuro-Oncology Research Laboratory’den Dr. Scheck ve ekibi, ketojenik diyete tabi tutulan canlı tümör modellerinin,  kanserli doku içi ve çevresinde daha az reaktif oksijen türlerine sahip olduklarını gözlemlemişlerdir. Dr. Scheck ve ekibi, radyasyon ve kemoterapi gibi geleneksel terapilere ek olarak verilmiş ketojenik diyetin, yaşayan kanser hücrelerinin büyümesini yavaşlattığı ve yaşam süresini büyük ölçüde uzattığını bildirmişlerdir.

Ketojenik diyet ile ilgili olan klinik bir deney, 2007 yılında Almanya’da, Würzburg Hospital’da başlatılmıştır. Bu hastane, ilerlemiş kanser hastalarına bu diyeti önermeyi sürdürmektedir. Deneyin başlarında, bazı hastalar deneyin sonunu görmeden öldü, diğerleri ise, şekerin yasaklanmasından ötürü deneyi yarım bıraktılar.  Ancak deneyi sürdüren 5 hasta, pozitif sonuçlar aldı. Kanser büyümesi ya durmuş; ya da tümüyle ortadan kalkmıştı. Hastalardan bazılarında tümörler küçülmüştü. Würzburg Hospital’daki doktorlar, ilerlemiş kanser vakalarında oldukça pozitif sonuçlar aldıklarını belirtmektedirler.

---------

Yukarıda yeralan metin haber ve bilgi amaçlı hazırlanmış olup, hekimin uygulayacağı teşhis ve tedavisinin yerine geçmez. Herhangi bir tedavi sürecine başlamadan önce mutlaka sağlık uzmanının görüş ve onayı alınmalıdır.

Share on:

“Ketojenik Diyet Nedir?” üzerine 4 yorum

  1. ketojenik diyet uygulanan tek merkez izmir behçet uz çocuk hastalıkları hastanesi dr. orkide güzel
    .ketojenikdiyetteyiz.com

  2. Yeni çıkan LPG cihazını kullanan bir arkadaşım var. Zayıflamak istiyordu bu cihaz ile gözle görülür derece inceldi. İsterseniz bu yeni LPG cihazlarını bir araştırıp bilgi alabilirsiniz.

Yorum yapın

css.php