Kısırlık, çiftlerin bir yıllık korunmasız cinsel birleşmesi sonucunda hamileliğe ulaşamama durumudur. Kısırlık vakalarının yaklaşık %50’si, sperm kalitesi, düşük sperm sayısı ve azalmış sperm hareketliliğine bağlıdır.
Testislerin iki farklı role sahip olduğu unutulmamalıdır. Birincisi, cinsel dürtü, ereksiyon, ve genelde erkeğe sağlıklı olma duygusunu veren testosteron adlı erkek seks hormonunu üretmektir. Bütün bunlar erkeklik olarak tanımlanabilir. Testisin ikinci işlevi, her testiste bulunan ince tüplerin içinde oluşan bir süreç ile her gün milyonlarca sperm üretmektir.
Sperm hücresi olanağanüstü derecede karmaşık bir lokomotif ve genetik makinadır. Yaklaşık 60 mikron uzunluğundadır ve 3 bölüme ayrılmıştır: Baş, boyun ve kuyruk. Beyin hormonları, sperm üretimini yönetir ve tam anlamıyla kontrol eder. Beynin içindeki hipotalamus ve ön hipofiz bezi, sperm üretimini kontrol eder.
Bir erkeğe kısırlık tedavisi uygulanıyorsa, menisinden bir örnek alınarak tıbbi testler için patoloji laboratuarına yollanır. Test sonuçlarına birkaç günde ulaşılır. Meni kalitesi erkekler arasında çeşitlilik gösterir. Hatta sperm kalitesinin gerçek ölçümü için belirli bir erkeğin bile en azından üç hafta ara ile iki kez sperm sayımına maruz kalması gerekir. Testin uygulanabilmesi için, 2-5 gün arası cinsel ilişkiden uzak kalınması gerekmektedir. İdeal anlamda, laboratuar, transfer anında örneklerin ısısının değişmemesi için, uygun bir toplama odası sağlar.
Ejakülasyon esnasında üretilen meninin ortalama miktarı, 1 ml ile 5.6 ml arasında değişkenlik gösterir. Her mililitredeki sperm sayısı ise, 40 milyon ile 300 milyon arasıdır. 10 milyondan az sperm sayısı düşük olarak kabul edilir. 20 milyon ve üstü; eğer hareketlilik ve morfoloji normal ise iyidir. World Health Organization’a göre, sağlıklı sperm sayısı, her mililitrede, 20 milyon sperm hücresidir.
Son birkaç nesildir, ortalama sperm sayısı %45 oranında gerilemiştir. Bu ciddi düşüşün nedeni, çevre kirliliğine maruz kalmakla ilgilidir. Diğer faktörlerin içinde alkol, sigara, uyuşturucular ve bazı reçeteli ilaçlar da yer alır.
Fransa’da yapılan geniş kapsamlı bir çalışma, sperm sayısı ve kalitesinin 1990 yılı başlarından itabaren sert bir inişe geçtiğini ortaya koymuştur. 1989 ve 2005 yılları arasında, ortalama sperm sayısı, kısırlık riskini yükselterek, 26.000 erkekte üçte bir oranında düşmüştür. Sağlıklı sperm sayısı da benzer oranda gerileme göstermiştir. Bulgular, son yirmi yıl içerisinde dünya çapındaki ülkelerde sperm sayısının azaldığını onaylamıştır.
Araştırmalar
Erkek doğurganlığını arttırmaya yönelik çok yönlü tedavi yaklaşımı, zararlı çevresel ve mesleki risk faktörlerini belirleyerek ve temel beslenme dengesizlikleri düzelterek en uygun sperm üretimi ve fonksiyonunu teşvik etmeyi içerir. Karnitin, arginin, koenzim Q10, çinko, selenyum, ve B-12, C, E vitamini gibi bir çok antioksidanın sperm sayısı ve hareketliliğini geliştirdiği deneysel çalışmalarla gösterilmiştir. Ayrıca akapunkturun da sperm parametreleri üzerinde pozitif etkiye sahip olduğu bir çok çalışma ile belgelenmiştir.
• Arginin
Arginin normal spermatogenez için gereklidir. 50 yıl önce, araştırmacılar dokuz gün boyunca arginin eksikliğini besleyen diyetin yetişkin bir erkekte, sperm sayısını ve hareketli sperm yüzdesini arttırdığını tespit etmişlerdir. Tedavi sırasında, 6-8 hafta boyunca her gün ağız yoluyla alınan 500 mg arginin HCI’nin, hastaların büyük bölümünde sperm sayısı ve hareketliliğini yükselttiği ve başarılı hamileliklerle sonuçlandığı görülmüştür.
Diğer ön çalışmalarda da, oligospermi ve gebelik oranları üzerinde benzer etkiler bildirilmiştir. Ancak, temel sperm sayısı 10 milyon / ml’den az ise, arginin takviyesi, yok denecek kadar az yarar gösterir.
Amino asit arginin, sperm hareketliliği için gerekli olduğu düşünülmekte olan putressin, spermidin ve spermin sentezinde rol oynayan bir biyokimyasal öncüdür. 1973 yılında, Schachter ve arkadaşları, düşük sperm sayısına sahip 178 erkeğe arginin verilen bir çalışma yayınladı. Üç ay boyunca günde 4 gr. arginin kullanan deneklerin % 74’ünde sperm sayısı ve hareketliliğinde önemli bir gelişme gözlenmişti.
Ayrıca, Eylül 1998 yılında “Biofizik Journal” adlı dergideki bir makalede belirtildiği üzere, L-arginin; spermin, enerji için gerekli olan glikol’u kullanabilme yeteneğini geliştirir. Glikoliz, ATP olarak bilinen adenozin trifosfat gelişimini en üst düzeye çıkarmak için, sperm hücresine yardımcı olur.
• Karnitin
L-karnitin (LC) ve asetil L-karnitin (ALC), epididimis içinde yüksek konsantre haldedir ve sperm metabolizması ve olgunlaşmasında önemli bir rol oynar. Sperm hareketliliği ile ilgilidirler ve antioksidan içerikler taşırlar. Günlük 2000-3000 mg L-karnitin ve 500-1.000 mg asetil-L-karnitin, sperm sayısı, hareketliliği üzerinde olumlu etkiler göstermiştir.
“Fertility and Sterility” dergisinin 2005 Şubat sayısında yer alan bir çalışma, katılımcılarının üç aylık bir süre içerisinde günde 2 gr kartinin almalarının sperm hareketliliğini geliştirdiğini göstermiştir.
2007 yılında, Çin’de, L-kartinin ve erkek kısırlığı üzerine yapılmış 9 çalışmaya ait yorum, büyük ölçüde sperm kalitesini yükselttiği yönündedir. İlaveten, sperm hareketliliğini arttırmak ve sperm anormalliğini azaltmak için kullanılan L-kartinin’in, hamilelik oranı ile ilişkisi, kontrol grubunun 4 kat üzerine çıkmıştır.
Son zamanlarda, Çin’de yapılan ve National Journal of Andrology’nin Mayıs sayısında yayınlanan bir çalışma, astenospermi gösteren erkeklerde, L-kartinin’in etkinliğini değerlendirmiştir. Bu çalışmaya katılan erkeklerin yarısı günde 2 gr. L-kartinin ve E vitamini, diğer yarısı da sadece E vitamini almıştır. Çalışma 3 ay sürmüştür. L-kartinin kullanan erkeklerin spermlerindeki hareketlilik oranı %29’dan %45’e yükselmiştir. Belki de daha önemlisi, sadece E vitamini alan grupta hamilelik oranı %3.8 iken, bu gruptaki hamilelik oranı %31 civarındadır.
• B 12 Vitamini
B12 vitamini, sperm hücreleri ve DNA replikasyonu da dahil olmak üzere, vücuttaki tüm hücrelerin oluşması ve korunmasında önemli bir rol oynar.
8-60 haftalık bir süre boyunca, kısır erkek bir gruba Metilkobalamin (1.500 mcg / gün) verildi. Katılımcılar, sperm analizi ile periyodik olarak değerlendirildi ve standart sperm parametrelerinin %60 oranında arttığı izlendi. Bir başka metilkobalamin çalışmasında, 4-24 haftalık bir süreç boyunca, 26 kısır erkeğe günlük 1.500 mcg dozu uygulandı. Çalışmanın 8 haftasında sperm analizi yürütüldü. Vakalardaki sperm konsantrasyonu, %38.4 oranında, total sperm sayısı ise, %53.8 oranında yükselmişti. Katılımcıların %50’sinde sperm hareketliliğinde artış kaydedildi. Serum, LH, FSH ve testosteron düzeyleri değişiklik göstermedi.
2000 yılının Mayıs ayında “Alternative Medicine Review”da yayınlanan bir makalede S. Sinclair, yüksek dozlardaki B-12 vitamininin sperm sayısı ve hareketliliğini arttırabileceğini belirtmiştir.
• C Vitamini
Russian Academy of Medical Sciences tarafından yürütülen ve Institute of Nutrition tarafından yayınlanan bir çalışma, C vitamini eksikliğinin erkek kısırlığında bir faktör olabileceğini; çünkü bu vitaminin, spermin sağlıklı hareketi ve kalitesi için gerekli olduğunu ve spermin birbirine yapışmasını önlediğini ortaya koymuştur.
2005 yılında “Human Reproduction”da yayınlanan bir başka çalışma, kısır ve kısır olmayan erkeklerde antioksidan alınımını ve sperm kalitesini araştırmıştır. Çalışma, C vitamini bakımından yüksek diyetle beslenen erkeklerin sperm sayılarının daha yüksek olduğunu açığa çıkarmıştır.
“Journal of Medicinal Foods”da, 2006 yılında yayınlanan bir diğer çalışma ise, C vitamininin sperm üretimini arttırdığını göstermiştir. Çalışma, C vitamininin kısır erkeklerde, sperm hareketliliği, sayısı ve sağlığını kaydetmiştir. Erkeklere, iki ay boyunca, günde iki kez 1.000 mg. C vitamini verildi. Çalışma sonunda, tedavideki erkekler, her üç parametrede de önemli gelişmeler kaydetti. Sperm sayısı, her meni ml’sinde 14 milyondan 32 milyona yükselmişti.
Düşük sperm kalitesine sahip erkeklerde, bazen agglutination denen bir durum gözlemlenir. Bu, spermin kümelenip birbirine yapışması şeklinde izah edilebilir. Aglütinasyon, kısırlığı körükler. C vitamininin, sperm yapışkanlığını giderdiği saptanmış ve 200-1.000 mg.lık günlük dozların erkek infertilitesini azalttığı görülmüştür. 1992 yılında, sigara içen erkekler üzerinde yapılan bir çalışmada, 500 mg C vitamini takviyesinin topaklanma miktarını ve şekilsiz sperm hücrelerini azalttığını, hem de sperm sayısı, hareketliliği ve canlılığını geliştirdiğini ortaya koymuştur.
• D Vitamini
Sperm kalitesini inceleyen bir çalışma, katılan erkeklerin %44’ünde, kan düzeylerinin 25-hidroksi D vitamini 20 ng / ml altında olduğunu göstermiştir. Optimal düzeyin 50 ng / ml üzerinde olması sebebiyle, bu erkeklerde ciddi anlamda D vitamini eksikliği söz konusuydu. Bu konunun, erkek infertilite faktörünün yükselme oranı üzerinde büyük bir etkisi olabilir. Serum D vitamini düzeyleri, sperm hareketliliği ve normal yapısı ile ilişkilidir.
2006 yılında, sperm hücreleri yüzeyinde, D vitamini için reseptör molekülü tespit edildi. O zamandan beri, reseptör erkek üreme sisteminin tüm dokularında bulunmuştur.
D vitamini eksikliği, erkek laboratuar hayvanlarının, dişi üreme yollarına sperm bırakma yeteneğini % 45 oranında azaltır ve D vitamini eksikliği olan erkeklerden sperm alan dişilerde, başarılı gebelik oranı % 73 azalır.
Avustralya’da yapılan bir çalışmada D vitamini eksikliği 123 erkek denek, 3 ay boyunca, multivitamin takviyeleri ve antioksidanlar içeren D vitamini alarak takip edildiler. Takip testleri, sperm morfolojisinde iyileştirmeler gösterdi ve sperm DNA fragmantasyonunda % 75’lik bir düşüş gözlendi. Bu deneklerin dörtte biri ile gerçekleşen gebelik başarılıydı. Sperm DNA fragmantasyonu; sıklıkla enfeksiyon, sigara, ya da baba olmak için yaşlı olmaktan kaynaklanan hücresel hasar sonucudur.
• E Vitamini
E vitamini, erkeklerde daha iyi üreme sağlığı için, sperm gelişimi, büyüme ve sayısının artırılması, sperm içindeki DNA’yı korumaya yardımcı, antioksidan özellikleri olan bir besindir.
Çoklu çalışmalar, E vitamininin sperm hareketliliği ve genel kaliteyi, artırdığını göstermiştir. Bu çalışmalardan biri, 2003 yılında “Systems Biology in Reproductive Medicine” adlı tıp dergisinde yayınlanmıştır.
2011 yılında 690 kısır erkek üzerinde yapılan bir çalışma, en azından 100 gün boyunca selenyum ile birlikte verilen E vitamininin, sperm hareketliliği ve şeklinde % 52.6 oranında gelişmeye sebep olduğunu ve tedavi edilmeyenlere oranla, beklenmedik gebelik oranlarında ise %10.8’lik bir çoğalmayı ortaya koymuştur. Araştırmacılar, semen analizinde asthenoteratospermia veya astenospermi olarak tespit edilmiş olan idiyopatik erkek infertilite tedavisi için, kombinasyon kullanımını tavsiye etmişlerdir.
• Çinko
Çinko eksikliği, seminal plazmada artmış oksidatif stres sonucundaki, kötü sperm kalitesi ile ilişkilidir. Seminal plazma ise, sperm hücrelerini sağlıklı durumunu korumaktan sorumlu sıvı kısımdır. Vücutta çinkonun tükenmesi de, üretilen semen hacmini azaltır.
1999 yılında, R. Henkel ve arkadaşları tarafından semen kalitelerini kontrol ettikleri 90 kişinin katıldığı prospektif çalışmada, “Erkeklerin menisinde olan yetersiz düzeydeki çinko, sperm hareketliliğini azaltır.” sonucuna varılmıştır. Çalışma, Almanya’daki Center of Dermatology and Andrology at the Justus Liebig University’de yapılmış ve “Fertility and Sterility”de yayınlanmıştır.
2002 yılında “Fertility and Sterility” dergisinde yayınlanan bir çalışma, kısır erkeklerdeki sperm üretiminde, çinko ve folat takviyeleri arasındaki pozitif ilişkiye işaret etmiştir. Çalışma, erkekleri 4 ayrı gruba ayırmış ve çalışmanın sonunda folik asit ve çinkoyu birlikte alan gruptaki erkeklerin sperm sayısında % 74’lük bir artış gözlenmmiştir.
• Selenyum
Selenyum oksidatif sperm DNA hasarına karşı koruma sağlayabilir ve normal testis gelişimi, spermatogenez, motilite ve sperm fonksiyonu için gereklidir. Alındıktan sonra, selenyum önemli bir antioksidan enzim olan selenoprotein’e dönüşür. 2007 yılında “Biological Chemistry”de yayınlanan makaleye göre, selenoprotein, sağlıklı spermi oluşturan yapısal proteine dönüştürülür.
1998 yılında “British Journal of Urology” de yayınlanan Glasgow Royal Infirmary’deki Department of Urology doktorlarından R. Scott ve arkadaşları tarafından uygulanan çift kör klinik kontrollü deney, infertil bir grup erkek üzerinde, selenyum desteğinin etkilerini araştırdı. Altmış dokuz erkeğe üç aylık bir dönem boyunca rasgele olmak üzere, bir plasebo, bir selenyum takviyesi ya da A, C ve E vitamin ile birlikte selenyum takviyesi verildi. Çalışmada, selenyum içeren her iki grupta da sperm hareketliliğininde artış gözlendi ve selenyum desteğinin erkekte doğurganlığı geliştireceği sonucuna varıldı.
“International Journal of General Medicine” dergisinin 2011 Ocak sayısı, kısır erkeklerde, günde 200 mcg selenyumun, sperm morfolojisi ve hareketliliğini geliştirdiği ve spontan hamilelik oranını arttırdığı yönünde bir rapor oluşturmuştur.
• Likopen
Reaktif oksijen türlerinin (ROS) aşırı oluşumu, serbest oksijen radikalleri içerdiğinden, erkek kısırlığının nedenlerinden biri olarak görülmektedir. Likopen, serbest radikallere karşı, insan redoks savunma mekanizmasının bir parçasıdır.
Çalışmalardan birinde, kısır erkeklere günde iki kez 2 mg. likopen verildi. Sonuçlar etkileyiciydi: katılımcıların %66’sının sperm konsantrasyonu, %53’ünün hareketliliği, % 46’sının da normal sperm formunun geliştiği gözlendi. Bu çalışmaya katılan erkeklerin %23’ü baba olabilmişti.
Yeni Delhi’deki “All India Institute of Medical Sciences”da görev yapan araştırmacılar, 30 kısır erkek üzerinde çalıştılar. 23-45 yaş aralığındaki erkeklere 3 ay boyunca günde iki kez 2 mg. likopen oral uygulaması yapıldı ve çalışma sonucunda, hastaların %67’sinin sperm koşulları gelişmişti. Sperm hareketliliği ve aktivitesi % 73 oranında ilerlemiş ve %63’ünün sperm yapılarında gelişmeler gözlemlenmişti.
• Astaksantin
Astaksantin, terpenler diye bilinen fitokimyasalların daha geniş bir sınıfına ait olan bir karotenoid’dir. Doğal astaksantin’in çoğu, Haematococcus pluvialis adlı bir mikroalg tarafından üretilmektedir. İnsanlar üzerinde yapılan araştırmalar, destek olarak astaxanthin alındığında, spermin kalite ve işlevinde gelişmeler olduğunu belgeler.
Belçika’daki Ghent University Hospital’da gerçekleştirilen araştırma, astaksantin ile tedavi edilen deneklerin, plasebo grubuna göre, sperm oranlarının daha yüksek hızlarda olduğunu açıklığa kavuşturmuştur. 30 infertil erkeğin, eşleriyle birlikte (genellikle intrauterin inseminasyon) girdiği çalışmada, deneklere 3 ay boyunca günlük 16 mg. astaksantin ya da plasebo verildi. Astaksantin grubunda, reaktif-oksijen türleri önemli ölçüde azalmış ve sperm hızı artmıştır. Bu çalışma sırasında astaksantin grubunun eşlerinin % 55’i hamile kalırken, plasebo grubunda hamilelik oranı % 10 olarak kaydedilmiştir.
• Co-enzim Q10
Co-enzim Q10 (CoQ10) sperm mitokondrisi içinde en yoğun biçimde bulunur ve sperm hareketliliği için çok önemlidir. CoQ10, sperm sayısını ve hareketliliğini arttırması ile bilinmektedir.
2009 yılında “Journal of Urology” de yayınlanan bir çalışma, kısır erkeklerin sperm kalitesi ve üretimi üzerinde, CoQ10 desteğini araştırmıştır. 212 erkek, 30 hafta boyunca randomize olarak 300 mg. CoQ10 takviyesi ve plasebo tedavisine tabi tutuldu. Çalışma sonunda, araştırmacılar, CoQ10 ile ve sperm sayısı arasında, pozitif bir ilişkiyi ortaya koymuştur.
Fertility & Sterility dergisinin 2004 yılında yayınladığı bir başka çalışma, 22 düşük hareketli sperme sahip erkek üzerinde, 200 mg günlük CoQ10 takviyesinin etkilerini araştırmıştır. Çalışma öncesi katılımcı erkeklerin sperm sıvılarındaki koenzim Q10 düzeyi ortalamanın altında idi. 6 ay takviye sonrası, erkeklerde CoQ10 düzeylerinde yükselmeler görüldü. Aynı zamanda sperm hareketliliği de artış göstermişti.
İtalya’nın Ancona kentindeki Polytechnic University of Marche’da, 27-39 yaşları arasındaki 60 kısır erkeğe, 6 ay boyunca plasebo ya da günlük 200 mg. CoQ10 dozu verildi, sonrasında ise 3 ay takip edildi. Tedavi sonrası, CoQ10 hem seminal plasma hem de sperm sayısı ve hareketliliği üzerinde büyük ölçüde artışa sebep olmuştu.
• Ginseng
Ginseng belki de, erkek doğurganlığını artırmak için en yaygın biçimde kullanılan bir botanik özüdür. Panax ginseng (Kore ginsengi) ve senticosus (Sibirya ginsengi), adındaki iki tür, etkili olması en muhtemel olarak tavsiye edilir. Sibirya ginsengin etkisi daha hafif olarak kabul edilir.
Bazı çalışmalarda, Panax ginseng’in hayvanlar üzerinde sperm oluşumu ve testosteron düzeylerinin yükselmesini geliştirdiği gözlenmiştir. İtalyan dergi “Panminerva Medica”da, 1996 yılında yayınlanan bir çift kör çalışmada G. Salvati ve grubunun, panax ginseng ile üç ay boyunca tedavi ettiği kısır erkeklerin sperm sayıları ve hareketliliğinde gelişmeler kaydedilmiştir.
• Astragalus
Astragalus (Astragalus membranaceus) Çin’de kullanılan bir bitkidir. Institutes of Traditional Medicine and Clinical Medicine tarafından yürütülen bir çalışma sonucunda, test deneklerinde sperm hareketliliği artışı rapor edildi. 18 farklı Çin tıbbi otu sulu ekstrelerin, sperm hareketliliği üzerindeki etkileri değerlendirildiğinde ise, astragalus, önemli bir uyarıcı etki ile tek ot oldu.
1992 yılında “American Journal of Chinese Medicine” yayınlana bir çalışma, astralagus’un insan sperm hareketliliğini önemli ölçüde çoğalttığını ortaya koymuştur. Makalede, erkek kısırlığındaki önemli etmenlerden birinin düşük sperm hareketliliği olması yüzünden, astragalus’un geçerli bir tamamlayıcı olmasından söz edilmektedir. Alternative Medicine Review journal’ın 2003 bitkisel monografisi, bu bitkinin; özellikle doğurganlık artırıcı özellikleri de dahil olmak üzere, birçok klinik kullanımlarını özetlemektedir.
• Akapunktur
Önceki araştırmalar, akupunkturun kadınlarda doğurganlık düzeylerini arttırabildiğini göstermiştir. Erkek infertilitesi üzerinde daha az çalışma yapılmasına karşın, kanıtlar; akupunkturun davranış ya da cinsel istekte herhangi bir değişiklik yaratmadan, sperm üretimi ve kalitesi üzerinde bir etkisi olabileceğini düşündürmektedir. Geçenlerde yapılan ve “Fertility and Sterility” de yayınlanan bir deney, akupunkturun normal sperm sayısında önemli artışlar ve yapısal kusurlar açısından da önemli derecede düşüşlere yol açan bir terapi olduğunu göstermiştir.
Bir prospektif kontrollü çalışmada, 16 infertil erkek, beş hafta boyunca haftada iki kez akupunktur ile tedavi edildi. Kontrol grubu ile karşılaştırıldığında, akupunktur uygulanan hastalarda toplam fonksiyonel sperm fraksiyonu, canlılık yüzdesi, ejakülasyon başına ve toplam hareketli sperm (p <0.05) genel bütünlüğünde, artışlar vardı.
Akupunkturun, sperm parametrelerini de geliştirmekte yardımcı olduğu görülmüştür. 2000 yılında Andrologia’da yayınlanan bir çalışmada, azoospermik ve ağır oligozoospermik erkeklerde haftalık akupunktur seansları, azospermi hastalarının %67’sinin sperm üretmesi ile sonuçlanmış, diğerlerinde ise yükselmiş sperm sayısı ile karşılaşılmıştır.
Yukarıda yeralan metin haber ve bilgi amaçlı hazırlanmış olup, hekimin uygulayacağı teşhis ve tedavisinin yerine geçmez. Herhangi bir tedavi sürecine başlamadan önce mutlaka sağlık uzmanının görüş ve onayı alınmalıdır.
7 yıllık evliyiz.Eşim lenfoma hastalığı geçirdi.4 kür kemoterapi ve radyoterapi tedavisi gördü. Bu tedavinin üstünden 3 yıl geçti ve lenfomayı atlattık. Hastalık döneminde azospermi olduğunu öğrendik. 2 kez tese ameliyatı oldu ama canlı sperme ulaşılamadı. Birçok doktora gittik ama yapılabilecek birşeyin olmadığı cevabını aldık. Şuan çaresiz ne yapacağımızı bilemez durumdayız. Akupuntur bizim için fayda sağlar mı? Nereye başvurabiliriz? Lütfen yardımcı olur musunuz?
Bem 3 aydir kullaniyom yuzde 16 olmus
Merhaba 1 yıldır evliyim ve artık eşimle çocuk istiyoruz.bunun için geçen ay aşılama yaptırdık fakat bir sonuca ulaşamadık.benim sperm hareketsizliğim bulunmaktadır.eşimle ciddi anlamda sıkıntı yaşıyoruz ne olur bize yardımcı olun
yazdığnız bılgıler ıçın teşekkurler. Hürmetler