Apiterapi Nedir?

Arı Venom Terapisi ve Apiterapi Nedir? Apiterapi, arı iğneleri ve arıdan elde edilen maddelerin hastalık tedavilerinde kullanıldığı, tedavilerden biridir. Basitçe anlatmak gerekirse, apiterapi, hastalığın tedavisi için, arının sizi sokmasına izin vermek, ya da arıdan elden edilen ürünlerle hastalığınızı tedavi etmektir. Apiterapinin en fazla uygulanan ve bilinen modeli Arı Venom (zehir) Terapisidir. Arı venom terapisi arı iğnelerinin tıbbi kullanımını içerir. Arı zehrinin enflamasyonu düşürdüğü ve vücudun bağışıklık sistemini güçlendirdiğine inanılmaktadır. Teoride, hastaya zehir enjekte edildiğinde, vücudun bağışıklık sistemi, iğnenin şişini indirmek için çalışmaya başlar ve böylelikle ağrıyı azaltan anti-enflamatuar ajanların da salınmasına neden olur.

Arı Venom Terapisi

Venom İmmünoterapi, çeşitli koşullarda tedaviyi gerçekleştirmek için zehir enjeksiyon işlemidir. Zehire bağışıklığı geliştirebilmenin bilinen en yaygın formu, bal arısı zehri ve arı iğnesinin kulllanıldığı, arı venom terapisidir.

Arı venom terapisinin artrit, MS (multibl skleroz), akut ve kronik yaralanmalar, migren ağrıları, gut, akut boğaz sorunları, sedef hastalığı, irritabl bağırsak sendromu, Bell paralizi, depresyon, skar dokusu ve astım gibi durumlarda tedavi etkinliğinin olduğu kabul edilir. Savunucuları, eklemlere enjekte edilirse, romatoid artrit için etkili olabileceğini belirtiyor. Arı zehiri, osteoartrit, tenozit te bursit’te enflamasyon yüzünden oluşan ağrı ve şişme tedavisinde de kullanılmıştır.

Arı zehirinin tedavi amaçlı kullanımıyla ilgili ilk yayınlar 1864’te yapılmıştır. 1930’larda, Avrupa’da, özellikle Almanya ve Avusturya’da, az da olsa Amerika’da, venom terapiye büyük ilgi gösterilmekteydi. O zamanlar ilgi, canlı arıdan çok, iğne ile enjekte edilebilecek arı zehiri solüsyonu üretebilmeye yoğunlaşmıştı. Üretilen solüsyonlardan bazıları, “Apiven”, “Venapis”,”Lyovac” ve “İmminin” adlarını taşıyordu. Bu solusyonların çoğu canlı arılar kadar etkili değildi. O zamanlar saf zehri toplayabilmek için gelişmiş bir teknik yoktu ve tekniklerin çoğunda, arıların zehir bezleri çıkarılıyor, yıkama yöntemiyle zehir sağılıyor ve türlü yollarla saflaştırılıyordu. Bu süreç, zehrin niteliğini bozduğundan, etkisi canlı arı ile bir tutulamıyordu.

Arı zehirinin elde edilmesinde kullanılan yöntemler arasında ilk sırayı arıya elektrik şoku uygulanması alır. Bu yöntem için kurulan düzenek, kovana yerleştirilen bir tel ızgara ile zehirin toplanacağı bölümden oluşur. Kovana aralıklı olarak verilen elektrik akımını bir dış tehdit olarak algılayan bal arıları, tel ızgara ile temas ettiklerinde geçirgen yüzeye iğnelerini batırmak suretiyle zehirlerini zerk ederler. Her bir arıdan  0.1 mg kuru ağırlığa eşdeğer zehir elde edilir. On bin arıdan 30 dakikalık bir sağım seansının sonunda 1g zehir birikir. 1g toz formundaki zehir daha sonra 1 L serum fizyolojik içinde çözdürülerek tedavi amaçlı kullanıma uygun hale getirilir. Ancak hiçbir farmasötik şekil bizzat arının sokması ile elde edilen kadar güçlü terapötik etkinlik gösteremez. Bunun nedeni zehir bileşimindeki uçucu maddelerin sağım aşamasında kayba uğramasıdır. Yeni geliştirilen bazı tekniklerle zehir artık soğuk izotonik solüsyon içerisinde de hazırlanabilmekte ve bu sayede bileşimindeki bazı maddelerin ısıya bağlı kaybının önüne geçilebilmektedir.

Arı zehirinin bileşiminde birçok farklı biyoaktif molekül mevcuttur. Bunların önemli bir bölümünü bilinen en güçlü antienflamatuar maddelerden biri olan melittin oluşturmaktadır. Henüz üzerinde çalışılmamış 40’dan fazla aktif içeriği olan arı zehiri, özellikle enflamatuar durumlarda etkili olur. İçeriğindeki protein ve melittin sayesinde arı venom terapisi vücutta kortizol üretimine sebep olur. Böbreküstü bezleri tarafından salınan kortizol doğal bir anti-enflamatuardır. Ayrıca vücutta bulunan ve artritik ağrı ve enflamasyona sebep olan interleukin-1’in üretimi yavaşlar ve durur.

Amerikan Apiterapi Birliği, mafsal iltihabı, doku sertleşmesi, deri veremi, kronik yorgunluk sendromu, yara izi, deri kanseri, egzema gibi hastalıkların tedavisinin arı zehiriyle yapıldığına dair görüş bildirmiştir. American Apitherapy Society’a göre; araştırmacılar şimdilerde, enfeksiyonel ve oto-immün, kardiyovasküler, gastrointestinal, pulmoner ve ağrı ile ilgili durum tedavilerinde arı terapisinin pozitif etkilerini görmeye başlamışlardır.  Almanya ve Romanya Apiterapi Merkezi Başkanı Dr. Stefan Stangaciu‘a göre, arı zehiri bilinçli olarak uygulandığında MS ve eklem romatizmalarına, bel ve boyun fıtığı gibi ağrılara karşı olumlu etki göstermektedir.

Melittin, arı zehrinin ana bileşenidir. Karşılaştığı hücreleri parçalayarak öldürdüğü düşünülmektedir. Aynı zamanda anti-enflamatuar özelliklere sahiptir. Bazı araştırmacılara göre, melittin, laboratuarda üretilmiş kanser hücrelerine karşı etkinlik göstermiştir. Avustralya’daki bilim adamları bazı hastalar üzerinde alerjik reaksiyon oluşturan parçaları çıkararak mellitin molekül yapısını değiştirmiş, hücre öldürme becerisini tutarak, molekülü antikorla birleştirip kanser hücrelerini hedeflemişlerdir. Bu yaklaşımı kullanarak, fareler üzerindeki deneylerde anti-kanser aktivitesi görülmüştür. Ancak mevcut tıbbi literatürde insanlar üzerinde uygulanmış çalışma raporu yoktur.

Rusya’daki tıbbi araştırmacılar, arı zehrinin; hastalardaki endokrin sistenimin normal fonksiyonunu yenilediğini rapor etmişlerdir. Diğer çalışmalar, melittin’in endokrin sistemini vücudun kendi kortizon benzeri anti-enflamatuar maddesi kortizolu üretmesi konusunda uyardığını göstermiştir. Melitttin, enflamasyonu düşürmede kullanılan hidrokortizondan daha güçlü bir peptit’tir. Hidrokortizona bağlı bir çok yan etkiden muaftır. Arthritis and Rheumatism’de Kasım 2004’de yayınlanan bir makale, melittin’in anti-enflamatuar içeriklerinin çalışma mekanizmasını açıklamıştır. Arı venom terapisinin terapik yarararı ve genel güvenliğinin uzayan listesi, gittikçe artan inatçı ağrı tedavilerinde bu terapiyi en önemli tamamlayıcı tedavilerden biri haline getirmiştir. 1 Ocak 2010 tarihli Journal Inquirer’da yer alan Dr. Peter Gott’un sütununda, Georgetown University’nde Multple Sclerosis Association tarafından finanse edilecek bir çalışma, bir yıl boyunca Apiterapi’yi konu alacağını duyurmuştur.

Arı zehirinin ciltteki kırışıklıklar üzerinde etkili olduğunun anlaşılması üzerine Güney Kore Ulusal Bilim Akademisi, Dr. Sang Mi Han‘ın liderliğinde “Manuca Doctor” adlı bir krem geliştirmiştir. Dr. Sang Mi Han’a göre arı zehiri kolajen üretimini hızlandırarak cildin elastikiyetini artırmakta ve ayrıca bakteriler, su kaybı ve güneş yanıkları gibi etkenlere karşı bariyer görevi gören keratinositleri de artırmaktadır.

Arı zehiriyle uygulanacak tedavide önce arı zehiri alerji testi yapılır. Atopik bünye, kontrolsüz hipertansiyon ve kontrolsüz diabetes mellitus arı zehirinin kullanımını sınırlayan durumlardır.

---------

Yukarıda yeralan metin haber ve bilgi amaçlı hazırlanmış olup, hekimin uygulayacağı teşhis ve tedavisinin yerine geçmez. Herhangi bir tedavi sürecine başlamadan önce mutlaka sağlık uzmanının görüş ve onayı alınmalıdır.

Share on:

Yorum yapın

css.php